Ürettiği onlarca yapıtla sinemanın en zengin ilham kaynaklarından biri olan Agatha Christie’nin yazdığı bir hikayeden konusunu alan film cinayetle suçlanan bir adamın duruşmasını beyaz perdeye yansıtır. Ünlü avukat Sir Wilfrid Robarts sağlık problemleri nedeniyle mesleğine ara verdiği bir dönemde ortaya çıkan bu dava için işine geri döner. Sanık, daha öncesinde tanıştığı ve avukatlığını yaptığı Leonard Vole isimli bir adamdır ve bu adam zengin ve dul bir kadını, Emily French’i öldürmekle suçlanıyordur. Vakti zamanında Leonard’a deliler gibi aşık olan French, ölmeden önce mirasındaki en önemli varisi olarak Leonard’ı atamıştır. Haliyle tüm deliller tutarlı bir şekilde Leonard’ın katil olduğundan yanadır.