Küçük yaşlardan itibaren bir spor olarak tenise başlayan genç adam bu sporda çok iyi olduğunu fark eder. Zamanla yaptığı antrenmanlar ve bu spora olan sevgisi onu daha iyi yerlere taşıyarak ün yapmasına sebep olur. Aldığı sayısız kupa ve zafer artık onun için çok güzel motivasyon kaynağı olmuştur. En güçlü rakiplerinden birisiyle son maçını atarak bunu kazanıp bir çeşit jübile yapmak ister. Herkes onun yenileceği konusunu gündeme getirdiği gibi insanlar farklı algılara kapılarak onun düşüncelerini hiçe sayar ve motivasyonunu yerle bir eder. Ne yapacağını bilemeyen adam son maçının bu kadar stresli ve kötü olacağını kendisine yediremez. Kulaklarını dış dünyaya kapatarak bir an önce maça çıkıp her zaman olduğu gibi yenmek ister.